Liner
İngilizce Anlamı:
- Bir yolcu veya yük gemisinin düzenli olarak belirli bir rota üzerinde çalışması.
- Bir uçağın düzenli olarak belirli bir rota üzerinde çalışması.
- Bir otobüsün veya trenin düzenli olarak belirli bir rota üzerinde çalışması.
- Bir boru veya hortumun içini kaplayan madde.
- Bir kağıdın veya kumaşın yüzeyini kaplayan madde.
Türkçe Anlamı:
- Hat
- Yolcu gemisi
- Yük gemisi
- Uçak
- Otobüs
- Tren
- Boru
- Hortum
- Kağıt
- Kumaş
Liner ile İlgili Örnek Cümleler:
- The ship was a liner that sailed between New York and London. (Gemi, New York ile Londra arasında sefer yapan bir yolcu gemisiydi.)
- The plane was a liner that flew between Los Angeles and Tokyo. (Uçak, Los Angeles ile Tokyo arasında sefer yapan bir yolcu uçağıydı.)
- The bus was a liner that ran between the city center and the airport. (Otobüs, şehir merkezi ile havaalanı arasında sefer yapan bir şehir içi otobüsüydü.)
- The train was a liner that ran between Paris and Rome. (Tren, Paris ile Roma arasında sefer yapan bir uluslararası tren hattıydı.)
- The pipe was lined with a material that prevented corrosion. (Boru, korozyonu önleyen bir madde ile kaplanmıştı.)
- The paper was lined with a material that made it easier to write on. (Kağıt, üzerine yazmayı kolaylaştıran bir madde ile kaplanmıştı.)
Liner ile İlgili Deyimler:
- To fall in line: Sıraya girmek.
- To toe the line: Kurala uymak.
- To cross the line: Sınırı aşmak.
- To draw the line: Sınır çizmek.
- To read between the lines: Satır aralarını okumak.
Liner ile İlgili Kelimeler:
- Line
- Route
- Ship
- Plane
- Bus
- Train
- Pipe
- Hose
- Paper
- Fabric