sus ne demek ingilizce

sus ne demek ingilizce: ifadesinin anlamı ve kullanımı

“Sus” kelimesi, İngilizce’de “if” kelimesine karşılık gelir. “If” kelimesi, bir cümlede koşul belirtmek için kullanılır. Koşul gerçekleşirse, cümlede belirtilen sonuç gerçekleşir. Örneğin:

  • If you study hard, you will pass the exam. (Eğer çok çalışırsan, sınavı geçersin.)
  • If it rains, we will stay home. (Yağmur yağarsa, evde kalırız.)
  • If you want to go to the party, you have to ask your parents. (Partiye gitmek istiyorsan, anne babana sorman gerekiyor.)

“If” kelimesi, ayrıca bir cümlede olasılık belirtmek için de kullanılabilir. Örneğin:

  • If you go to the store, can you buy me some milk? (Eğer markete gidersen, bana süt alabilir misin?)
  • If you see John, tell him I’m looking for him. (John’u görürsen, ona onu aradığımı söyle.)
  • If you have any questions, please don’t hesitate to ask. (Herhangi bir sorunuz varsa, lütfen sormaktan çekinmeyin.)

“If” kelimesi, bir cümlede varsayım belirtmek için de kullanılabilir. Örneğin:

  • If I were you, I would study harder. (Eğer senin yerinde olsaydım, daha çok çalışırdım.)
  • If I had known that, I would have done it differently. (Bunu bilseydim, farklı yapardım.)
  • If I win the lottery, I will buy a new house. (Piyangoyu kazanırsam, yeni bir ev alacağım.)

“If” kelimesi, bir cümlede dilek belirtmek için de kullanılabilir. Örneğin:

  • If only I could go back in time. (Keşke zamanda geriye gidebilseydim.)
  • If only I had more money. (Keşke daha fazla param olsaydı.)
  • If only I could find a job that I love. (Keşke sevdiğim bir iş bulabilseydim.)

“If” kelimesi, bir cümlede şüphe belirtmek için de kullanılabilir. Örneğin:

  • I’m not sure if I can make it. (Başarabileceğimden emin değilim.)
  • I don’t know if I should go or not. (Gitmeli miyim, gitmemeli miyim bilmiyorum.)
  • I’m not sure if I believe you. (Sana inanıp inanmamakta kararsızım.)

“If” kelimesi, bir cümlede tehdit belirtmek için de kullanılabilir. Örneğin:

  • If you don’t do what I say, I will punish you. (Söylediklerimi yapmazsan, seni cezalandırırım.)
  • If you don’t stop crying, I will leave. (Ağlamayı bırakmazsan, giderim.)
  • If you don’t pay your rent, I will evict you. (Kiranızı ödemezseniz, sizi evden çıkarırım.)

“If” kelimesi, bir cümlede uyarı belirtmek için de kullanılabilir. Örneğin:

  • If you go out at night, be careful. (Gece dışarı çıkarsan, dikkatli ol.)
  • If you swim in the ocean, be aware of the rip currents. (Okyanusta yüzecekseniz, ters akıntılara dikkat edin.)
  • If you eat too much junk food, you will get sick. (Çok fazla abur cubur yersen, hastalanırsın.)

“If” kelimesi, bir cümlede tavsiye belirtmek için de kullanılabilir. Örneğin:

  • If you want to lose weight, you should eat healthy and exercise regularly. (Kilo vermek istiyorsanız, sağlıklı beslenmeli ve düzenli egzersiz yapmalısınız.)
  • If you want to improve your grades, you should study harder. (Notlarınızı yükseltmek istiyorsanız, daha çok çalışmalısınız.)
  • If you want to be successful, you should work hard and never give up. (Başarılı olmak istiyorsanız, çok çalışmalı ve asla pes etmemelisiniz.)

Yayımlandı

kategorisi