Eshab-ı Kehf, Kur’an-ı Kerim’in Kehf suresinde anlatıldığı üzere, Allah’a iman eden ve yaşadıkları devrin zalim ve müşrik kralından kaçan Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernus, Debernuş, Şazenuş ve Kefeştatayyuş adlı yedi gencin ve köpekleri Kıtmir’in 309 yıl uyudukları mağaradır. Arapça’da “Eshab” sahip, dost anlamlarındadır.
Eshab-ı Kehf’in Hikayesi
Eshab-ı Kehf’in hikayesi, milattan önce 3. yüzyılda yaşandığı tahmin edilmektedir. O dönemde Roma İmparatorluğu, Hıristiyanlığı yasaklamış ve tek tanrıya inananları zulme maruz bırakmıştı. Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernus, Debernuş, Şazenuş ve Kefeştatayyuş adlı yedi genç, bu zulme karşı çıkmış ve tek tanrıya inanmaya devam etmiştir.
Bir gün, gençler, kralın huzuruna çıkarılmış ve putperestliğe dönmeleri istenmiştir. Gençler, bu isteği reddetmiş ve Allah’a olan imanlarından vazgeçmeyeceklerini söylemişlerdir. Kral, gençlerin bu inadından dolayı öfkelenmiş ve onları öldürmeye karar vermiştir.
Gençler, kralın gazabından kaçmak için bir mağaraya sığınmışlardır. Mağaraya girdikten sonra, Allah’a dua etmiş ve kendilerini korumasını istemişlerdir. Allah, gençlerin duasını kabul etmiş ve onları mağarada 309 yıl uyutmuştur.
309 yıl sonra, gençler uyanmış ve mağarayı terk etmişlerdir. Şehre gittiklerinde, her şey değişmiştir. Kral ölmüş, putperestlik ortadan kalkmış ve tek tanrıya inanış yaygınlaşmıştır.
Gençler, şehre girdikten sonra, bir çobanla karşılaşmışlardır. Çoban, gençlerin elinde bulunan eski paraları görünce, onları krala götürmüştür. Kral, gençleri görünce çok şaşırmış ve onlara ne olduğunu sormuştur. Gençler, yaşadıklarını krala anlatmışlardır. Kral, gençlerin hikayesine inanmış ve onlara saygı göstermiştir.
Eshab-ı Kehf’in Anlamı
Eshab-ı Kehf, İslamiyet’te önemli bir yere sahiptir. Bu hikaye, Allah’ın gücünü ve inananlardan asla vazgeçmeyeceğini gösterir. Ayrıca, bu hikaye, zorluklara karşı direnmenin ve doğruluktan ayrılmamanın önemini vurgular.
Eshab-ı Kehf’in hikayesi, farklı kültürlerde de anlatılmaktadır. Örneğin, Hristiyanlıkta bu hikaye, “Yedi Uyurlar” olarak bilinir. Bu hikayede, gençlerin uyku süresi 300 yıl olarak belirtilmektedir.
Eshab-ı Kehf’in Mekanı
Eshab-ı Kehf’in mağarası, Tarsus’un 20 kilometre kuzeyinde, bir dağ yamacında bulunmaktadır. Mağara, yaklaşık 10 metre uzunluğunda ve 6 metre genişliğindedir. Mağaranın girişinde, gençlerin ve köpekleri Kıtmir’in resimleri bulunmaktadır.
Eshab-ı Kehf’in mağarası, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Mağara, 2017 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştır.
Eshab-ı Kehf’in Edebiyatında Yeri
Eshab-ı Kehf, edebiyatımızda da önemli bir yere sahiptir. Bu hikaye, birçok şiir, hikaye ve romana konu olmuştur. Örneğin, ünlü şair Mehmet Akif Ersoy, “Ashab-ı Kehf” adlı bir şiir yazmıştır.
Eshab-ı Kehf, İslamiyet’in en önemli kıssalarından biridir. Bu hikaye, Allah’ın gücünü, inananlardan asla vazgeçmeyeceğini ve zorluklara karşı direnmenin önemini vurgular.