Hulul Nedir

Hulul Nedir?

Hulul, Arapça kökenli bir kelime olup “bir şeyi çözmek, bir yere intikal etmek, konup yerleşmek” anlamlarına gelir. Terim olarak, Tanrı’nın zâtının veya sıfatlarının yaratıklardan birine veya tamamına intikal edip onlarla birleşmesi anlamında kullanılır.

Hulul inancı, farklı dini ve felsefi geleneklerde yer almaktadır. Hint dinlerinde, Tanrı Vişnu’nun değişik dönemlerde değişik insanların şekline girerek insanlara yol gösterdiğine inanılır. Bu inanca göre, Vişnu’nun hulûl ettiği insanlar, “avatar” olarak adlandırılır.

İslam dininde, hulûl inancı, Mutezile ve Eş’ari mezhepleri tarafından kabul edilmemektedir. Bu mezheplere göre, Tanrı’nın zâtı ve sıfatları yarattıklarından tamamen ayrıdır. Tanrı, bir yaratığa veya yaratığa ait bir şeye dönüşemez.

İsmailîlik ve bazı Şiî fırkaları ise hulûl inancını kabul etmektedir. Bu fırkalara göre, Tanrı, Ali bin Ebu Talib’in bedenine hulûl etmiştir. Bu inanca göre, Ali, Tanrı’nın zâtının bir tezahürü olarak kabul edilir.

Hulul İnancının Tarihçesi

Hulul inancı, Antik Yunan felsefesinde de yer almaktadır. Platon’a göre, Tanrı, evrenle bütünleşmiştir. Bu bütünleşme, Tanrı’nın zâtının evrene nüfuz etmesi şeklinde gerçekleşir.

Hulul inancı, Orta Çağ Hristiyanlığında da yaygın olarak kabul edilmiştir. Bu dönemde, Hristiyan teologlar, Tanrı’nın oğlu İsa’nın insan bedenine hulûl ettiğini savunmuştur. Bu inanca göre, İsa, Tanrı’nın zâtının bir tezahürü olarak kabul edilir.

Hulul inancı, İslamiyet’in ortaya çıkışından sonra da devam etmiştir. İsmailîlik ve bazı Şiî fırkaları, hulûl inancını kabul ederek bu inancı İslam’ın bir parçası haline getirmiştir.

Hulul İnancının Eleştirileri

Hulul inancı, birçok eleştiriye maruz kalmıştır. Bu eleştirilerin başında, hulûl inancının Tanrı’nın birliğine aykırı olduğu iddiası gelmektedir. Bu iddiaya göre, Tanrı, bir yaratığa veya yaratığa ait bir şeye dönüşemez. Böyle bir dönüşüm, Tanrı’nın birliğine aykırıdır.

Hulul inancının bir diğer eleştirisi de, bu inancının insan ruhunun kurtuluşu için gerekli olmadığı iddiasıdır. Bu iddiaya göre, insan ruhunun kurtuluşu, Tanrı’nın zâtının veya sıfatlarının bir yaratığa veya yaratığa ait bir şeye dönüşmesine bağlı değildir.

Hulul İnancının Sonuçları

Hulul inancının, farklı dini ve felsefi geleneklerde farklı sonuçları olmuştur. Hint dinlerinde, hulûl inancı, Tanrı’nın insanlarla olan ilişkisini güçlendirmiştir. Bu inanca göre, Tanrı, insanların arasına girerek onlara yol göstermektedir.

İslamiyet’te, hulûl inancının sonuçları daha karmaşıktır. Bu inanca göre, Tanrı, Ali bin Ebu Talib’in bedenine hulûl etmiştir. Bu inanca göre, Ali, Tanrı’nın zâtının bir tezahürü olarak kabul edilir. Bu inanış, Şiîlik içinde farklı yorumlara yol açmıştır.

Hulul inancı, günümüzde de tartışılmaya devam eden bir konudur. Bu inancın doğruluğu veya yanlışlığı, farklı dini ve felsefi gelenekler tarafından farklı şekillerde yorumlanmaktadır.


Yayımlandı

kategorisi