Was Ne Demek?
“Was” kelimesi, İngilizce’de geçmiş zaman kipini ifade eden bir yardımcı fiildir. Genellikle, bir cümlede özne ile fiil arasında yer alır ve fiilin geçmiş zaman formunu oluşturur. Örneğin, “I was walking” cümlesinde “was” yardımcı fiili, “walking” fiilinin geçmiş zaman formunu oluşturmaktadır.
“Was” kelimesi, ayrıca, bir cümlede geçmiş zaman kipini ifade eden bir ana fiil olarak da kullanılabilir. Örneğin, “I was there” cümlesinde “was” kelimesi, “orada olmak” anlamına gelen bir ana fiil olarak kullanılmıştır.
“Was” kelimesinin Türkçe karşılığı “idi” veya “oldu”dur. Ancak, “was” kelimesinin Türkçe karşılığı, cümledeki bağlama göre değişebilir. Örneğin, “I was walking” cümlesinde “was” kelimesinin Türkçe karşılığı “idi”, “I was there” cümlesinde ise “oldu”dur.
Was Kelimesinin Kullanımı
“Was” kelimesi, İngilizce’de geçmiş zaman kipini ifade etmek için kullanılır. Genellikle, bir cümlede özne ile fiil arasında yer alır ve fiilin geçmiş zaman formunu oluşturur. Örneğin, “I was walking” cümlesinde “was” yardımcı fiili, “walking” fiilinin geçmiş zaman formunu oluşturmaktadır.
“Was” kelimesi, ayrıca, bir cümlede geçmiş zaman kipini ifade eden bir ana fiil olarak da kullanılabilir. Örneğin, “I was there” cümlesinde “was” kelimesi, “orada olmak” anlamına gelen bir ana fiil olarak kullanılmıştır.
“Was” kelimesinin Türkçe karşılığı “idi” veya “oldu”dur. Ancak, “was” kelimesinin Türkçe karşılığı, cümledeki bağlama göre değişebilir. Örneğin, “I was walking” cümlesinde “was” kelimesinin Türkçe karşılığı “idi”, “I was there” cümlesinde ise “oldu”dur.
Was Kelimesinin Örnekleri
- I was walking to the park when I saw a dog. (Parka yürürken bir köpek gördüm.)
- She was reading a book when I came home. (Eve geldiğimde kitap okuyordu.)
- We were playing basketball when it started to rain. (Yağmur yağmaya başladığında basketbol oynuyorduk.)
- They were having a party when I arrived. (Ben geldiğimde parti veriyorlardı.)
- I was there when it happened. (Olay olduğunda oradaydım.)
Was Kelimesinin Çevirileri
- I was walking to the park when I saw a dog. (Parka yürürken bir köpek gördüm.)
- O parka yürürken bir köpek gördü.
- She was reading a book when I came home. (Eve geldiğimde kitap okuyordu.)
- Eve geldiğimde kitap okuyordu.
- We were playing basketball when it started to rain. (Yağmur yağmaya başladığında basketbol oynuyorduk.)
- Yağmur yağmaya başladığında basketbol oynuyorduk.
- They were having a party when I arrived. (Ben geldiğimde parti veriyorlardı.)
- Ben geldiğimde parti veriyorlardı.
- I was there when it happened. (Olay olduğunda oradaydım.)
- Olay olduğunda oradaydı.